HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?



Hani bazı olaylar vardır; elle tutulmaz, gözle görülmez., inanmak istemez, hayal olduğunu düşünürsünüz. Ancak bu tür olaylar başınıza geldiğinde nasıl açıklayacağınızı bilemezsiniz. Tıpkı İstanbul'da yaşayan Güler Ekinci'nin yaklaşık 20 yıl önce başına gelen inanılması güç, insanın tüylerini ürperten hayalle gerçek arasındaki olay gibi.



Yağmurlu, fırtınalı bir akşamdı... Sobalarını yakmışlar evde oturuyorlardı... Güler Hanım üşütmüş ve biraz rahatsızdı. Kendisini halsiz hissediyordu. Tam bu sırada oğlu Osman'ın arkadaşları gelerek onu dışarıya davet ettiler.


Annesi gitmesini istemiyordu. Güler Ekinci: `` Gitme Oğlum!`` dedi. ``Hava çok soğuk. Sen de üşütürsün. Zaten ben kendimi pek iyi hissetmiyorum...`` Ancak Osman arkadaşlarını kıramadı. ``Anne  bir toplantı varmış. Oraya gitmek zorundayız. Fazla kalmam birkaç saat içinde geri dönerim. Yün şapkamı da takıyorum üşütmem. Sen beni merak etme`` diyerek evden ayrıldı.


Osman annesine merak etme demişti ama aslında o da annesini merak ediyordu. Aklı annesinde kalmıştı. Annesi hastaydı ve evde tek başınaydı... Üstelik ev telefonları da birkaç gündür çalışmıyordu. Telefon Müdürlüğü'ne haber vermişler, ancak arızayı gidermek için henüz gelen olmamıştı. Bir telefon kulübesinden yan dairedeki komşuları Reyhan Hanım'ı aradı.


Bu sırada Güler Hanım mutfakta yemek pişirmeye başlamıştı. Daire kapısının açıldığını duydu. Oğlu Osman içeri girdi. ``Anne çok durmadım geldim`` dedi. Yere minder koydu. Televizyonu açtı. Yün şapkasını divanın üstüne bırakıp televizyon seyretmeye başladı.

Oğlu hiç konuşmadan orada oturuyordu. Aradan 20 dakika geçti. Zil çaldı. Kapı komşu Reyhan Hanım geldi. ``Osman telefon etti, seni kontrol etmemi istedi, çok gecikmeyecekmiş`` dedi.


Güler hanım kulaklarına inanamadı. ``Ne diyorsun Reyhan Hanım!`` dedi. Neler oluyordu? Peki içerde oturan kimdi?

Güler Hanım bir an için aklını oynatacak gibi oldu. Dönüp odaya baktı. Oda bomboştu. Oğlu odadan kaybolmuştu. Ancak yün şapkası hala divanın üstünde duruyordu.


Hayal mi görmüştü, yoksa olanlar ne olduğunu açıklayamadığı bir gerçek miydi? Yorum sizin.

Comments

Popular posts from this blog

YAKITI BİTEN UÇAK NASIL SAVAŞTI?

Leyla Tekül musevi oldu!!!