YAKITI BİTEN UÇAK NASIL SAVAŞTI?


İslam dinine göre, ölülerden yardım istemek günahtır. Ancak Anadolu'da asırlardır yatırlar ve türbelerin şifa dağıttığına yönelik yaygın bir inanç vardır. Yatırlara ve türbelere gittiğinde şifa bulduğunu ya da açıklanamayan olaylarla karşılaştıklarını anlatan insanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Tıpkı 1974'deki Kıbrıs Harekâtı’nda savaş uçağı kullanan pilotun,  Ardahan'a bağlı Dedeşen Köyü'ne gelip kendisine yardım eden iki kişiyi araması gibi.



Ardahan'ın Göle ilçesine bağlı Dedeşen Köyü'nde de Yavuz Sultan Selim döneminden kalan cami ve türbeyle ilgili efsaneler dilden dile dolaşır. Anlatılanlara göre, Yavuz Sultan Selim, 1514 yılında Çaldıran Seferinden dönerken Dedeşen köyünün bulunduğu dağın yamaçlarında konaklar. Ordunun konakladığı yerde Şeyh Ahmet ve Şeyh Mehmet adında iki kardeş yaşamaktadır. Bu zatlar Osmanlı ordusuna yemek ikram etmek isterler ve bu istek Yavuz Sultan Selim'e ulaştırılır.

Padişah Selim,  bu zatları kırmak istemez ancak koca orduyu nasıl doyuracaklarını da merak eder. Şeyh Ahmet ve Mehmet iki kazan yemek yaparak koca Osmanlı ordusuna ikram ederler. Ancak kazanlarındaki yemeklerde herhangi bir eksilme olmaz. Bütün ordu iki kazan yemekle doyar.

Padişah bu kişilerin hikmeti karşısında şaşırır ve kendisi de onlara ikramda bulunmak ister. Ancak Allah dostları herhangi bir ikram kabul etmezler. Padişahın ısrarı üzerine bulundukları alanda köy kurmak istediklerini beyan ederler.

Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim Han, bu zatlara hitaben “ dede şen olasınız.” der ve ordunun konakladığı alana yerleşmelerine izin verir. Buraya ilerleyen yıllarda bir cami, türbe, medrese ve çeşme yaptırılır. Köyün adı da bundan sonra Dedeşen olarak bilinir.

Dedeşen Köyü'nde 1983 yılında yaşanan bir olay herkesi hayrete düşürür. Sıcak bir ağustos günü köy kahvesinin önünde 27 Gaziantep plakalı bir otomobil durur. Taksiden inen 45 yaşlarındaki bir kişi, kahvede oturanlarla selamlaştıktan sonra çok önemli bir konu hakkında konuşmak istediğini söyler.

Herkes yabancı kişinin etrafında toplanır. Yabancı, Şeyh Ahmet Kebir ve Şeyh Muhammet Kebir adında iki kişiyi aradığını açıklar. Kahvede oturanlar şaşkınlık içinde yabancıya bakar. Çünkü aradığı kişiler, 1920'li yıllarda vefat etmiş ve köylülerin ermiş olarak bildiği kişilerdir. Mezarları ise türbenin içindedir.

Sıcak havada yabancı, buz gibi olur. Bayılacak hale gelir. Dedeşen köylüleri misafire su içirip, yüzüne kolonya sürerler. Yabancı, biraz kendisini toparladıktan sonra buraya neden geldiğini anlatır. “ 1974 Temmuzunda Kıbrıs Beş Parmak Dağları’nın üzerinde uçuyordum. Yakıtımın bitmek üzere olduğunu fark ettim. Geriye dönme hazırlıklarına başlamıştım. İşte tam o sırada sağımda ve solumda başı sarıklı iki kişi ortaya çıktı. Bana ‘Sen görevine devam et. Geri dönme, uçak bizim kontrolümüzde’ dedi. Bir anda uçağın kontrolü benden çıktı."

Görev başarıyla tamamlandıktan sonra uçak tekrar pilotun kontrolüne bırakılır. Pilota kendilerini Şeyh Ahmet Kebir ve Şeyh Muhammet Kebir olarak tanıtan kişiler ‘Eğer bizi ziyaret etmek istersen biz Ardahan’ın Dedeşen Köyü’ndeyiz’ dedikten sonra ortadan kaybolurlar.

Bu defa donup kalma sırası kahvedekilere gelmiştir. Ağızları açık hikayeyi dinleyen köylüler pilotu alıp türbeye götürürler.  Muhtar ve imam da gelerek kurban kesilir, dualar okunur. Köylüler, pilotu evlerinde bir gece misafir ettikten sonra yolcu ederler.

Comments

  1. [...] This post was mentioned on Twitter by Seçil Öztürk, Esrarengiz. Esrarengiz said: Benzini biten uçağı evliyalar mı kullandı? http://esrarengiz.tv/?p=492 [...]

    ReplyDelete

Post a Comment

Popular posts from this blog

Leyla Tekül musevi oldu!!!