PİLİ OLMAYAN CEP TELEFONU NASIL ÇALDI?

Son yıllarda metal dedektörlerinin gelişmesiyle birlikte definecilik adeta bir meslek haline geldi. Kolayca satın alınan dedektörlerle yıkıntılarda, antik yerleşim yerlerinde define arayanların sayısı her geçen gün artıyor. Ancak, define bularak zengin olma hayaliyle yola düşenlerden bazıları karşılaştıkları esrarengiz olaylara bir anlam veremiyor. İşte onlardan biri.

Olayın kahramanı bir jeofizik mühendisi. Üniversiteyi bitiren her Türk genci gibi uzun bir süre eğitim gördüğü alanda iş arıyor, fakat bulamıyor. Bir tanıdığı aracılığıyla kablo üreten bir firmanın pazarlama bölümünde işe başlıyor. İşi gereği sık sık Anadolu'ya seyahat ediyor.

Denizli'de yakınlık kurduğu bir müşterisi, Romalılar döneminden kalma antik bir yerleşim yerinde define olduğundan ve zengin olma hayalinden bahsediyor. Define hikayesi jeofizik mühendisinin ilgisini çekiyor. İstanbul'a geliyor ve teknoloji harikası bir dedektörle Denizli'ye dönüyor. Kablo sattığı müşterisiyle birlikte define olduğu söylenilen yere gidiyorlar.

Define arayışını kaçak yaptıkları için akşam karanlığı çöker çökmez işe koyuluyorlar. Çalıştırdıkları dedektör hemen sinyal veriyor. Sinyalin geldiği yeri kazmaya başlıyorlar. Birkaç kazma vurduktan sonra, jeofizik mühendisinin cep telefonu çalıyor. Telefonu eline aldığında arayan numaranın kendi ev numarası olduğunu görüyor.

İşte olayın esrarengiz yönü bundan sonra başlıyor. Jeofizik mühendisi İstanbul'daki evinde kimsenin olmadığını biliyor. Acaba evine biri girmiş olabilir mi ? Merakla telefonun evet tuşuna basıyor ama karşıdan sadece cızırtılı bir ses geliyor. Alo alo diyor, cızırtılı ses kesiliyor. Cep telefonunu kapatıyor ve yeniden kazmayı eline alıyor. Kazmayı vurduğu sırada cep telefonu yine çalıyor. Ekranda yine ev numarası gözüküyor. Telefonu açıyor, yine aynı cızırtılı ses. Alo diyor ses kesiliyor.

Bu sırada tepelerin ardından yarım hilal şeklinde görünen ayın ışıklarına rağmen karanlık iyice çökmüş. El feneri yardımıyla kazıya devam etmek istiyorlar, ama telefon yine çalıyor. Yine aynı numara ve yine aynı ses. Birkaç kez daha bu olay art ardına tekrarlanıyor. Ve sonunda jeofizik mühendisi çareyi cep telefonunu kapatmakta buluyor. Kazıya devam ediyorlar. Ancak, kazmayı vurmasıyla beraber kapattığı cep telefonu yine çalıyor. " Artık vazgeçmek yok " diyor ve telefonun pilini çıkarıyor.

Fazla değil, bir-iki dakika sonra kazıdan vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Çünkü pilini çıkardığı cep telefonu yine çalıyor. Yanındaki arkadaşıyla birlikte kaçarcasına antik yerleşim yerinden ayrılıyorlar.

Bu olayı yaşayan jeofizik mühendisi, artık ne define ne de kazı lafı duymak istemiyor. Ama anlattıklarının tamamen doğru olduğuna sevdiklerinin üzerine yemin ediyor.

Sizce define olduğu söylenen bölgede doğa üstü bir güç mü vardı yoksa jeofizik mühendisi ve arkadaşı hayal mi görmüştü.?