İSTANBUL'UN GİZLİ TÜNELLERİ!

Son zamanlarda İstanbul’un pek çok semtinde yeraltı dehlizleri, gizli geçitler olduğuna dair haberler ayyuka çıktı. Biz de bunlara bir yenisini ekliyoruz; üstelik yeraltı geçidinden bizzat geçmiş ve sonuna kadar ulaşmış birinin ağzından... Beş arkadaşıyla birlikte yaşadığı deneyimi sadece ESRARENGİZYA ile paylaşan N.Y’nin anlattıklarını okurken hem ürperecek hem de merak edeceksiniz. Gizli geçidi nasıl buldular? Geçit nerede başlıyor ve nerede bitiyordu?

Günümüzden yaklaşık on sene öncesine gidiyoruz. Beyoğlu’ndaki Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’nde yaşanan olayın kahramanları altı kız öğrenci idi. Sıradan ve sıkıcı bir okul günü geçiren bu öğrenciler, okulun bodrum katına pinpon oynamaya indiklerinde bir süre sonra o güne kadar rastlamadıkları bir durumu fark ederler. Her zaman gittikleri oyun katında eski zamanlardan kalma bir kilitle kapalı olan kapının bu kez kilidinin açık olduğu gözlerine çarpar. 1800’lü yıllardan kalma binanın bodrum katındaki bu gizemli kapının açık olması onları bir taraftan ürkütürken bir taraftan da meraklandırır.

Saint Pulcherie Lisesi

“İlk defa kapının kilidini açık bulmuştuk. Ya bu karşımıza çıkan fırsatı değerlendirip ne olduğuna bakacaktık yada korkumuza yenilip ömür boyu ‘acaba ne vardı’ diyerek merak içinde kalacaktık. Çok korkmamıza, ürkmemize rağmen kapının ardında ne olduğuna bakmaya karar verdik. Korku ve merak içinde kapının üzerindeki kilidi alarak kapıyı açtık. Kapıyı açtığımızda rutubet kokusuyla birlikte bizi uzun ve geniş bir koridor karşıladı. Çok şaşırmıştık, biz bir oda göreceğimizi düşünürken bir koridora adım atmıştık.”

Bir yandan kalbimiz yerinden fırlayacakmış gibi atmasına rağmen diğer taraftan koridorun nerede sonlanacağına dair merakımız gittikçe artıyordu. Kimbilir kaç yüzyıllık bir geçitte ilerliyorduk, zaman zaman duvarlara dokunarak ilerlediğimizde kabartma haç figürlerin olduğunu farketmiştik. Işık kaynağı olsaydı belki daha farklı şeyler de görebilirdik. Yaklaşık yarım saatlik korku ve merak dolu yürüyüşün ardından koridorun yani geçidin sonuna yaklaştığımızı hafif aydınlık olmaya başladığında anladık. Nereye vardığımızı merak ettiğimiz için farkında olmadan adımlarımızı hızlandırmıştık.

Ve sonunda bir mezarlığa çıktık ama dışarıda değildik çünkü kilise altında bulunan mezarlıklardan birindeydik. Her taraf beyaz mermerden haç mezar taşları ve mezarlarla doluydu, biraz etrafa bakınıp dolaştığımızda anladık ki St. Antuan Kilisesi’nin altındaki mezarlıktaydık. Ürkütücüydü, nereden girip nereden çıkmıştık. Yaşadığımız bu esrarengiz deneyim ile birlikte daha az korkuyla aynı yolu geri döndük ve kapıyı bulduğumuz gibi bırakarak oradan ayrılıp normal hayatımıza devam etmeye çalıştık. O dönem kimseye bu olaydan bahsedemedik çünkü normalde kilitli duran bir yere girmiştik ama yaşadığımız heyecan ve macera herşeye değerdi. Bir daha geçeriz belki diye bodrum katına daha sonra defalarca indik ancak kilidi bir daha hiçbir zaman açık bulamadık.”

St. Antuan Kilisesi

St. Pulcherie Fransız Lisesi’nden başlayıp St. Antuan Kilise mezarlığında son bulan gizli geçidi tesadüfen keşfedenlerden birinin anlatımını sizinle paylaştık. Daha önce kilise ve kilise okulu olarak kullanılmış tarihi binadan mezarlığa neden bir geçit yapılmıştı? Bu gizli geçit kim tarafından ve ne zaman yaptırılmıştı? İstanbul’da bu soru işaretleri ile dolu kimbilir bunun gibi bilmediğimiz kaç gizli geçit var. Biz sizin için bu tip esrarengiz olayları araştırmaya ve gizli kalmış hikayeleri paylaşmaya devam edeceğiz.