JÖNTÜRK - Sine Qua Non

"Kuran'ın üzerine el basarak yemin ederim ki burada yaşananla ilgili hiç bir şeyi ifşa etmeyeceğim. Atalarımızın, Muhammed'in ve müslümanların tanrısı Yüce Allah beni destekle. Yoldan çıkmama engel ol. Amin." Yukarıdaki sözler masonluğun en üst aşamalarından birine girişte kullanılan yeminde geçiyor.

Son yıllarda metal dedektörlerinin gelişmesiyle birlikte definecilik adeta bir meslek haline geldi. Kolayca satın alınan dedektörlerle yıkıntılarda, antik yerleşim yerlerinde define arayanların sayısı her geçen gün artıyor. Ancak, define bularak zengin olma hayaliyle yola düşenlerden bazıları karşılaştıkları esrarengiz olaylara bir anlam veremiyor. İşte onlardan biri.

Son zamanlarda İstanbul’un pek çok semtinde yeraltı dehlizleri, gizli geçitler olduğuna dair haberler ayyuka çıktı. Biz de bunlara bir yenisini ekliyoruz; üstelik yeraltı geçidinden bizzat geçmiş ve sonuna kadar ulaşmış birinin ağzından... Beş arkadaşıyla birlikte yaşadığı deneyimi sadece ESRARENGİZYA ile paylaşan N.Y’nin anlattıklarını okurken hem ürperecek hem de merak edeceksiniz. Gizli geçidi nasıl buldular? Geçit nerede başlıyor ve nerede bitiyordu?

Yerli yabancı herkesi kendisine hayran bırakan Sultanahmet Camii’nin bir sırrı daha ortaya çıktı. Sultan Birinci Ahmet'in emriyle 1609 yılında inşaatına başlanan ve 1617 yılında ibadete açılan Sultanahmet Camii’nin mimarı Sedefkar Mehmet Efendi. Mimar Sinan’ın yanında uzun yıllar çıraklık yapan Sedefkar Mehmet Efendi, birçok simgeyi caminin mimarisinde kullanır.

Türkiye'nin on parmağında on marifet isimlerinden Ayşenur Yazıcı'nın esrarengiz olaylardan yola çıkarak yazdığı "Son Lobotomi" kitabından "Zeval ve Hayıf" adlı öyküyü okurlarımızın dikkatine sunuyoruz (Biraz uzun evet ama bu konulara meraklıların kaçırmaması gerekiyor):

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi'nin (NASA), ayda çekilen bazı görüntüleri sansürlediği ortaya çıktı. NASA'nın sansürlediği görüntülerin dünya dışı yaratıklara ait bir uzay üssüne ait olduğu iddia ediliyor:

2011'deki seçimleri kim kazanacak? Türkiye'nin mümtaz medya organlarını yeni yılda neler bekliyor? İşte yıldızların ışığında Astrolog Filiz Özkol'un yorumuyla 2011'de Türkiye:

Bir rüyanın esrarlı hikayesiyle yola koyulduk, bu yol bizi İstanbul Kadirler Yokuşu’nda yaklaşık 400 yıllık bir geleneğin halen sürdürüldüğü bir tekkeye götürdü;  İstanbul’un en eski Kadiri tekkesi ve Kadiri tarikatının merkezine. Tekkede yaşanan yangınla ilgili bir rüyanın sırrını araştırırken tarikatın tarihinde gizlenmiş pek çok esrarengiz hikaye ile karşılaştık. Peki bu rüyaların sırrı ne?

21 Aralık 2012... Bu tarih insanlığın üzerine kabus gibi çöktü. Bu tarihte dünyanın sonu mu gelecek? Bu tarihe uzanan zaman kısaldıkça "kıyamet" senaryoları iyici ayyuka çıktı. İşte o tarihin arkasında yatan esrarengiz kilometre taşları:

Son günlerin en gözde turizm (pardon para-psikoloji olacaktı) aktivitelerinden biri de astral seyahat. Bu seyahat , kişinin uyku gibi ruh ve beden bağlarının gevşediği hallerde esiri beden ya da astral beden denilen süptil maddelerden oluşan bedeniyle fiziksel bedeni dışında, bilinci yerinde olarak, başka mekanlarda dolaşmak üzere yaptığı yolculuğu ve bu bedeniyle geçirdiği deneyimleri ifade ediyor. İşte bu seyahata çıkanlardan bazılarının anlattıkları:

Kuşkusuz uzaylıların var olduğuna dair çok alametler belirdi. Böyle olunca da onların şekil ve şemalarına ilişkin de bir tartışmadır gidiyor. Kimilerine göre uzaylılar yukarıdaki şeklin sol tarafındaki yaratık gibiler. Ünlü fizikçi Stephen Hawking ise uzaylıları "insana benzemezler ve çok tehlikeliler" diye tanımlıyor. İnsan hangisine kulak vereceğine şaşırıyor.

İstanbul'un lüks semtlerinden Cihangir'de yıllardır dilden dile bir söylenti dolaşıyor. İlyas Çelebi Sokak'la Akarsu Yokuşu'nun keşistiği köşede yer alan ve sahipleri tarafından yıllar önce yıkılan binanın altında bir define var.

Mimar Sinan'ın türbesinin olduğu Süleymaniye bölgesindeki vatandaşlar yıllardır gördükleri garip rüyalar nedeniyle huzursuz. Rahat uyku uyuyamayan vatandaşların gördüğü rüyalar ise birbirine benziyor. Rüyalarda başı olmayan biri görülüyor ve yardım isteyen sesler duyuyorlar.

Phillippa de Menil, Amerikalı petrol milyarderi sanatsever ailenin, Dominique ve John de Menil’in beş çocuğunun en küçüğüydü. Alman asıllı sanat simsarı Heiner Friedrich’le evlendi. Bu evlilikten kısa bir süre sonra, 1979’da ikili Cerrahi tarikatının önemli şeyhlerinden Muzaffer Özak ile tanıştı bu tanışıklığın ardından Philippa ve Heiner müslüman oldu. Philippa de Menil, Fariha adını aldı. Şeyha Fariha günümüzde Nur Ashki Jerrahi Sufi Order’ın lideri yani şeyhi.

Dünyanın en ünlü top (ve de pop tabii ki) modellerinden Bar Refaeli, Agua Bendita mayolarının tanıtımı için kamera karşısına geçti. İşte Bar Refaeli'nin nefes kesen mayo, bikini tanıtımı (Uyarı: Anti-semitik olanlarda alerji yapabilir):

...Ve Britney Spears, aylardır süren terbiyeli duruşunu bozdu. Spears, önceki gün Los Angeles'te terbiye sınırlarının merdivenlerini zorlarken yakalandı. Nasıl mı? İşte böyle:

Yok artık devenin parmağı demiştik bir süre önce. Dünyanın en ünlü top modellerinden Adriana Lima da aynen deve parmağı ile görüntülendi. İşte o görüntü:

Aslında bir kumaş parçasıdır tanga, ama yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi ortaya çıktığı zaman muzır çağrışımlar yapar. İşte bir başka açıdan iki tanganın çağrıştırdıkları:

Evet o dünyanın en fazla kazanan basketbol yıldızı... Emekli de olsa Michael Jordan, bu yıl gelmiş geçmiş tüm ABD başkanlarından daha fazla gelir elde edecekmiş. İşte Jordan'ın servetiyle ilgili birkaç detay:

Futbolda dünya kupası bitti ya da sezon başlamadı diye spor bitmiyor herhalde... Dünyanın dört bir yanında sportik aktiviteler büyük ilgi toplamaya devam ediyor... İşte Avrupa Atletizm Şampiyonası'ndan ilgi toplayan bir görüntü:

Aslında St. Tropez'i karantinaya almak lazım. Eeee ne de olsa Parazit Hilton geçti oradan ( Şöyle geçmişti )... Nitekim Parazit'ten daha önce etkilenmiş olan Tara Reid de (eski arkadaşlar), anında şifayı buldu. Sonuçta paparazzilere bu şifayı bulmuş hali görüntülemek düştü (fena halde leman haller):

Yunuslar, balinalar gibi memelilerin neden karaya vurdukları üzerine çeşitli tezler (yön yetilerini kaybetmeleri vb.) ileri sürülse de bu konuda sağlıklı bir sonuca henüz ulaşılmış değil. İşte yine mummalı bir karaya vuruş:

Yok yok kesinlikle inat yapıyorlar... Tek amaçları Türkiye'deki entel-dantel ittifakını çileden çıkarmak... Öyle ya bu ittifak  değil mi ki "Sandaletle çorap giyilmez... Giyenler 'kazma'dır" diye bas bas bağıran...  Alın işte size dünyanın dört bir yanından doktorundan mühendisine, zengininden fakirine sandaletlerini çorapla giyen  karşı ittifak...

Deniz kenarında ıssız bir yer... Bir arabanın içinde aganigili durumlar yaşanıyor. İşte yakın çekimle o durumlar (dumurlar da denilebilir):

Yok öyle entel-dantel hatta ve hatta diplomatça takılmalar. Bıldır yediğin hurmalar misali, adamın takkesini böyle düşürüverirler. Evet, Angelina Jolie'nin 1999 yılında bir eroin partisinde çekilen fotoğrafları (Ağızda uyuşturucu, göğüsler bandajlı, boynunda köpek tasması) günışığına çıktı. İşte o halde Angelina Jolie:

UFO'lar Eskişehir'de de gözüktü.  Bir UFO filosu, Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde fotoğraf çekimi yapan Doğan Haber Ajansı muhabirinin kamerası tarafından tespit edildi. Peki UFO'ların Eskişehir'de ne işi var? İşte bu sorunun yanıtı:

Bu ayın başında PKK'nın26 Temmuz tarihinden korktuğunu (dolunay nedeniyle)  işleyen bir haber yayımlamıştık.  Fikri takibe (araştırmacı ve karıştırmacı gazeteciliğin olmazsa olmazı) olan bağlılığımızı bir kez daha gözler önüne sermek adına, işte fotoğraflarla son vaziyet:

JÖNTÜRK klavyeleri,haber bombardımanını sürdürüyor... Sırada şimdi de İran'ın Erdoğan ile ilgili olarak hazırladığı çok gizli bir raporun detayları var. Evet, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in isteği üzerine hazırlanan "çok gizli" mahreçli bir raporda, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  Müslüman Kardeşler üyesi olarak gösteriliyor.

Eveeet, Julian Assange yönetimindeki Wikileaks sitesi, Afganistan savaşıyla ilgili gizli Amerikan bilgilerini yayımlayarak, karıştırmacı gazeteciliğin en güzel örneklerinden birini verdi. Fakaaat, Wikileaks'te yayımlanan Afgan savaşıyla ilgili belgeler arasında bir bölüm eksik. İşte bu bölümü de JÖNTÜRK dolduruyor:

ABD'li sosyal bilimciler James Q. Wilson ile  George L. Kelling 1982 yılında şöyle buyurdular: "Bir binada bir pencerenin camı kırıksa ve bu tamir edilmezse o binadaki diğer pencere camları da kısa sürede kırılır (Yani küçük bir olay savsaklanırsa daha kötü gelişmeler olabilir)." Bu sözler, üzerinde yoğun tartışmalar yapılsa da yıllardır şehirlerdeki suçun azaltılmasına yönelik çalışmaların teorisini oluşturdu (New York'ta başarıyla uygulandı). Peki gerçekten kırık bir pencere camı yukarıda sözü edilen gelişmeye yol açar mı? Yoksa....  

Dünyanın en ünlü "slut"ı ve "party girl"ü Parazit Hilton, Fransa'nın ünlü St. Tropez'inin altını üstüne getirdi. Bir partide fena halde pozlar veren (üstüne üstlük karga sesiyle şarkı da söyleyen) Parazit Hilton'un ikide bir "Bend me Over" (Domalt beni) diyerek Malezyalı şişman playpoy sevgilisi Taek Jho Low'un 2.6 milyon dolar hesap ödemesine neden olduğu öğrenildi. İşte detaylar ve fena halde fotoğraflar:

Kalıplaşmış bir lakırdı ama tekrarlamakta yarar var: "Teknoloji hayatımızın her alanını ele geçirmiş durumda..."  Tıpkı, şu yukarıda gitar çalmaya çalışan kızın yaşadığı anda olduğu gibi:

Ne İran ne Kuzey Kore ne Meksika Körfezi'ndeki kirlilik. ABD şu an Lindsay Lohan'ın hapishaneye girmesine kilitlenmiş durumda. Evet, alkol kontrolünden kaçtığı için 90 gün hapis cezasına çarptırılan (21 gün yatıp çıkacak) Lohan'ın hapishanede takma saçlarının ve kirpiklerinin zorla çıkarıldığı iddia edildi (Kaynak: Fox Tv).. JÖNTÜRK ise işi bir adım daha ileri götürerek Lohan'ın hapishanedeki zavallı halinin resmini yayımlıyor:

Son zamanlarda "motorize" olmak yolunda yenik düşmemek için çırpınanların sayısında epey bir yükseliş eğilimi görülüyor. Ünlü oyuncu, sunucu, bikini tasarımcısı Kelly Brook da, bu yönde çabalarını sürdürenlerden. İşte Brook'un "motorize" olma hali:

Haftanın bulmacası... Bakalım aşağıdaki resimdeki 10 at nalını bulabilecek misiniz? Geçen haftaki bulmacanın çözümü de devam sayfasında...

Evet JÖNTÜRK şimdi de ülke olarak ABD'nin nasıl "özel ilgisi"ne mazhar olduğumuzu belgesiyle gündeme getiriyor. ABD 11 ylül'den sonra oluşturulan İç Güvenlik Bakanlığı (Department of Homeland Security) tüm sınır giriş çıkış birimlerine 1 Kasım 2004 tarihinde bir yazı göndererek 35 ülke için özel önlemler alınmasını istiyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor.

"Hanyayı Konyayı anlamak" denilir de,  Konya bilinir Hanya'nın ne olduğu pek bilinmez (Bilgi yarışmalarında soru olarak sorulmalıdır)... İşte bu noktadan hareketle Hanya'nın tam olarak ne olduğunun yanıtı:

Kelimenin tam anlamıyla "HS" (WTF yani)... Yok birilerinin hakkımızda sürekli iddia ettiği gibi bir yerlere şifreli mesaj falan göndermiyoruz... Yalnızca bir teknede geçen "HS"lik duruma dikkat çekiyoruz.... Dikkattttttt (HS'nin ve de WTF'nin ne oldukları da haberin devamında)!!!!

Paniğin merkezi İstanbul Hasköy... Evet, Hasköy sakinleri, çevredeki mezarlıklarda geceleri Gulyabani gördüklerini iddia ediyorlar. ESRARENGİZYA'YA gönderilen birçok e-postada, özellikle Haliç'teki musevi mezarlığının Gulyabanilerle dolup taştığı ileri sürülüyor. Peki gerçekten var mı Gulyabani ve nasıl biri? İşte detaylar:

Ortalık tam anlamıyla yanıyor... Ve de böyle bir durumda serinlik etkisi yaratan herhangi bir olgu bile büyük işe yarıyor... Mesela, araba yıkanması (Car Wash) gibi:

Futbolun yaşayan efsanesi Diego Maradona, her fırsatta çıplak dolaşmakla hatta hatta koşmakla övünür. İşte bu noktadan hareketle JÖNTÜRK, Maradona'nın hiç de övünmeye mazhar olmayan çıplak görüntülerini Türkiye'de ilk kez yayınlıyor (18 yaş altı için sakıncalıdır):

Türkiye'nin eski başbakanlarından Tansu Çiller hakkında öyle iddialar ortaya atıldı ki (hem de kendi kalesinden) kolay kolay es geçilecek cinsten değil. Evet, ABD'nin ünlü "bülbül"lerinden Sibel Edmonds (Hani şu FBI'da çalışıp oradan kovulan Azeri kökenli kız), Çiller ve eşinin CIA'ya çalıştığından ABD vatandaşı olduklarına kadar bir sürü iddiada bulundu. İşte o iddialar (Orijinal İngilizce metin dahil):

Dünyanın en ünlü "party girl"ü ve "slut"ı Parazit Hilton, hafta sonu Sardunya'da paparazzilere fena halde üstsüz yakalandı. İşte paparazzilerin uzun namlulu objektiflerine düşen Parazit Hilton'un o üstsüz hali:

Evet Arjantin karıştı. Yok, futboldaki başarısızlık nedeniyle falan değil. Arjantin Parlamentosu'nun dün eşcinsel evliliğe yeşil ışık yakması Arjantin'de özellikle muhafazakârların sert tepkisine neden oldu. Sonuçta Arjantin eşcinsel evliliğe izin veren ilk Latin Amerika ülkesi olurken, JÖNTÜRK çok garip bir tesadüfe dikkat çekiyor. İşte o tesadüf:

Şehirlerde yaşayacaklar, para almayacaklar ve hatta üzerine para verecekler, huzur-güven ortamını yeniden tahsis edecekler, sarkık, badem, seyrek, pos bıyıklı da olmayacaklar. Evet böyle düşünülüyor, oluşturulması planlanan "çok özel ordu" için. Başarı şansı?

Bilindiği gibi Hollywood'un en ırkçı ve anti-semitik (Türkiye'de bazı kesimlerle bu konuda çok iyi anlaşır)  aktörlerinden Mel Gibson, eski sevgilisi Oksana (Okşana daha şık)  Grigoriava'ya ettiği sözler (Gerçekten de öyle yenilir yutulur cinsten değil) nedeniyle zor günler geçiriyor. Hâl böyleyken JÖNTÜRK, "trashheart" (teneke yürek) aktörün aynı hakaretleri bir Türk kızına da yaptığını gündeme getiriyor. İşte detaylar:

Kanada'nın birçok eyaletinde traktör kullanmak için sürücü belgesi istenmiyor. Böyle olunca da bu ülke özgürce (ve de belgesiz)  traktör kullanmak isteyenlerin mekkesi oluyor. İşte o özgürlüğü tadanlardan biri:

Latin şarkıcı Jennifer Lopez (KKTC olayında özüre falan rağmen vicdanen hâlâ aklanmamıştır kendileri), ailesiyle birlikte tatil yaptığı Malibu'da, paparazzilerin uzun namlulu objektiflerinin saldırısına uğradı. İşte Lopez'in arkadan vurulma görüntüleri:

Malum sıcaklar fena kavuruyor ve de tabii herkes kendine göre bir serinleme stili yaratıyor. Hele bu stile bir de "iki gönül bir olunca" eklenince varın artık siz düşünün gerisini. İşte gerisi:

İşte bu nedenle bir adım ileri atıp sonra iki adım geri gidiyoruz... İşte bu nedenle "batıya doğru giden bir gemide doğuya gitmeye çalışanlar" tarafından yönetiliyoruz... İşte bu nedenle PKK'ydı,  AB'ydi içeride dışarıda bir sürü sorunla uğraşıp hiç birinde bir arpa boyu yol gidemiyoruz... İşte bu nedenle ne bilimde ne sanatta bir başarıya imza atabiliyoruz.... Ne mi bu neden? İşte o nedenin fotoğrafı ve de mini bir analiz: